KUREYŞ Sûresi
1 . (Allah) Kureyş’i (emniyet ve selâmete) alıştırdığı için!
2 . Onları (ticâret için) kış ve yaz yolculuğuna alıştırdığı için!
3 . O hâlde (onlar da) bu Beyt’in (Kâ‘be’nin) Rabbine (şükür için) ibâdet etsinler!
4 . O (Beyt’in Rabbi) ki, onları açlıktan doyurdu ve kendilerini korkudan emîn kıldı.
MÂÛN Sûresi
1 . Dîni (hesab gününü) yalanlayanı gördün mü?
2 . İşte o, yetîmi itip kakandır.
3 . Yoksulu doyurmağa da teşvîk etmez.
4 . Artık vay o namaz kılanların hâline!
5 . Ki onlar, namazlarından gaflet edenlerdir (ona ehemmiyet vermezler)!(1)
6 . Onlar ki, riyâkârlık (gösteriş için ibâdet) ederler!
7 . Ve mâûn’u (zekâtı)(2) men‘ ederler!
KEVSER Sûresi
1 . (Habîbim, yâ Muhammed!) Şübhesiz ki biz sana Kevser’i(3) verdik.
2 . Öyleyse Rabbin için namaz kıl ve kurban kes!
3 . Doğrusu asıl ebter (nesli kesik) olan, sana kin besleyendir.
1- Bakınız; (Sözler, 4. Söz, sahîfe 9; 21. Söz, Sahîfe 91)
2- اَلْماَعُونُ; (Maûn) zekât, sadaka, itâat, ihtiyaç maddeleri ma‘nâlarını taşır. (İbn-i Kesîr, c. 3, 682)
Ayrıca bakınız; (Bakara Sûresi, sahîfe 1, hâşiye 4; sahîfe 407, hâşiye 1)
3- “Kevser kelimesi, kudsî, câmi‘, küllî, nûrânî bir kelime olduğundan ma‘nâ-yı lügavîsi (lügat ma‘nâsı) olan hayr-ı kesîrden (pek çok hayırdan) ve uhrevî havz-ı Kevserden (âhiretteki Kevser havuzundan) ve ma‘nevî bir havz-ı kevser olan Kur’ân’dan tut, tâ hayr-ı kesîr ıtlâkına mâsadak olan (onlara da hayr-ı kesir denilebilen) ve Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’a i‘tâ edilen (verilen) bütün hedâyâ-yı Rahmâniye (Rahmânî hediyeler) ve fütûhât-ı Rabbânîye (Allah’ın ihsân ettiği fetihlere), tâ feth-i Mekke ve feth-iBeyt-i Makdis (Kudüs’ün fethi) ve feth-i Şam ve feth-i İstanbul’a kadar ma‘nâları olduğu gibi, o ma‘nâlara da işâreti var.” (Mektûbât, Fihriste-i Mektûbât, 176)