9 . Ey îmân edenler! Cum‘a günü namaz için seslenildiği (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alış-verişi bırakın! Eğer bilirseniz bu sizin için çok hayırlıdır.(1)
10 . Nihâyet namaz bitince, artık yeryüzünde dağılın ve Allah’ın lütfundan (rızkınızı) arayın ve Allah’ı çok zikredin; tâ ki kurtuluşa eresiniz!
11 . Böyle iken (bir kısmı), bir ticâret veya bir eğlence gördüklerinde, ona akın ettiler ve seni ayakta (hutbede) bıraktılar.(2) De ki: “Allah’ın katında bulunan (mükâfât, dünyaya âid) eğlenceden de ticâretten de hayırlıdır. Çünki Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.”
MÜNÂFİKŪN Sûresi
1 . (Ey Resûlüm!) Münâfikūn (o münâfıklar) sana geldikleri zaman: “Şâhidlik ederiz ki, muhakkak sen, gerçekten Allah’ın Resûlüsün!” dediler. Allah da biliyor ki, şübhesiz sen, elbette (Allah’ın) peygamberisin! Bununla berâber Allah şâhidlik eder ki, doğrusu münâfıklar gerçekten yalancıdırlar.
2 . (Müslüman olduklarına dâir) yeminlerini bir kalkan edindiler de (insanları) Allah yolundan alıkoydular. Muhakkak ki onların yapmakta oldukları şey, ne kötüdür!
3 . Bu, şübhesiz onların îmân edip sonra inkâr etmeleri yüzündendir; bunun üzerine kalbleri mühürlenmiştir; artık onlar (hakkı) anlamazlar.
4 . Onları gördüğünde cüsseleri hoşuna gider. Ve konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Sanki onlar (duvara) dayanmış keresteler gibidirler! Her (kuvvetli) sesi (nifaklarından dolayı) aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır; artık onlardan sakın! Allah onları kahretsin! (Haktan) nasıl çevriliyorlar?
1- “Demek derd-i maîşet için namazını terk eden, o nefere (askere) benzer ki: Ta‘lîmi ve siperini bırakıp, çarşıda dilencilik eder. Fakat namazını kıldıktan sonra Cenâb-ı Rezzâk-ı Kerîm’in (bol rızık verici ve ikrâm edici olan Allah’ın) matbaha-i rahmetinden (rahmet mutfağından) ta‘yînâtını (ona ayrılan rızkını) aramak, başkalara bâr (yük) olmamak için bizzat gitmek güzeldir, mertliktir, o dahi bir ibâdettir.” (Sözler, 5. Söz, 12)
2- Resûl-i Ekrem (ASM) bir Cum‘a günü hutbe okuyordu. O yıl, çok şiddetli bir kıtlık ve kuraklık hüküm sürmüştü. Tam bu esnâda Şam’dan gelen bir kervanın Medîne’ye girmesi üzerine birçok kişi, hemen kervana doğru koştular. Resûlullah (ASM)’ın yanında, rivâyetlere göre on iki veya kırk kadar kimse kaldı. Bunun üzerine Hz.Peygamber (ASM): “Eğer bu kalanlar da olmasaydı, tepelerine taş yağdırılırdı!” buyurdular. (Celâleyn Şerhi, c. 8, 9; İbn-i Kesîr, c. 3, 901)